Feminist mücadeleyi birleştirelim!
Uluslararası kadın mücadele günü kadınların hukuki, siyasi ve ekonomik eşitliği için, özgür iradeye dayalı bir yaşam, bedensel bütünlük ve cinsel tercih hakkı için, insanın ve doğanın sömürüsüne karşı verilen bir mücadeldir. Bütün toplumsal gerekliliğine rağmen, bakım hizmetleri gibi ev ve toplum içinde yapılan ama karşılığı ödenmeyen işlerin çoğu kadınlar tarafından yerine getirilir. Yaşlıları vuran yoksulluktan öncelikle kadınlar nasibini alır.
İster Almanya’da hastabakıcı, ister Bengladeş’te tekstil işçisi olsun, kadınların daha iyi yaşam ve çalışma koşulları ve daha yüksek ücret için verdikleri mücadele ortak kavgamızdır. Göçmen kadınlar yasadışına itilmekte, gündelik işlerde çalıştırılmakta, sömürüye, ırkçılığa ve seksizme açık bir yaşam sürdürmektedirler. Bilim ve araştırma alanlarında kadınlar yeterince temsil edilmemektedir.
Uluslararası kadın mücadele günü en başından beri aynı zamanda bir barış günü olagelmiştir. Kadınlar, bir savaş silahı olarak tecavüze, baskı ve sürgünlere maruz kalmakta, yalnızca cinsiyetlerinden dolayı siddet ve savaşlardan özellikle olumsuz etkilenmektedirler. Buna rağmen kadınlar Rojava’da olduğu gibi direnişin en ön saflarında yer alıyorlar. Yaşam alanını terk etmek zorunda bırakılan, iltica etmek zorunda kalan ve direnen bütün kadınlarla dayanışıyoruz. Savaşa, silahlanmaya, askerileşmeye ve kadın haklarının araçsallaştırılmasına karşı mücadelenin yükseltilmesi gereğine inanıyoruz.
Cinsel hiyerarşiler temelinde uygulanan şiddet dünyanın her yerinde gündelik hayatın bir parçasıdır. Avrupa’da yaşayan her üç kadından biri erkek şiddetine maruz kalmaktadır. Cinsel şiddetin normalleştirilmesi ve kadınlara yönelik taciz, ırkçı, transfobik, homofobik saldırılar ve engelli kadınlara yönelik şiddet, kadınların hareket alanını ve kendi yaşamlarını tayin hakkını yoğun bir biçimde kısıtlamaktadır. Medyada genç kızlar anne olarak tasarlanmış gelecek rollerine, bir kadın olarak kullanım nesnelerine ve beden parçalarına indirgenmektedir. Kadınlar, translar ve interseks bireyler aşağılanmakta ve sıklıkla şiddet kullanılarak ayrımcılığa uğramaktadır. Bu şekilde heteroseksualite ve tek eşlilik norm olarak dayatılmaktadır.
Biz özgür cinsel iradenin yaşamın içinde yeniden kurulması için mücadele ediyoruz. 218. Yasa Madde‘sinin iptal edilmesi, kürtajın her türlü suç kapsamından çıkarılması, gebelik önleyici ilaçlara bedava ve reçetesiz ulaşım hakkı sağlanmalıdır. Nazilere ve AfD gibi partilere kadar uzanan hristiyan köktendincilerin „Yaşam hakkı yürüyüşleri“ ne karşı çıkıyoruz. „Endişeli ebeveynler“ ders planlarının ve cinselbilim derslerinin çok yönlü yaşam gerçekliklerine uyarlanmasını protesto ediyorlar. Biz ise egemenlerin düşünce anlayışına karşı eleştirel, özgürlükçü ve feminist bir eğitim için mücadele ediyoruz.
Biz aynı zamanda islamofobik ırkçılığı arttıran, geçmişe ait rol anlayışlarının propagandasını yapan ve milliyetçi kışkırtıcılığı temel ilke edinen „Pegida“ hareketine karşı da açıkça tavır alıyoruz.
Kadın Mücadele Günü Birliği olarak özgür iradeye dayalı daha iyi bir yaşam için verilen mücadelenin ve kadına karşı uygulanan baskılara karşı verilen öz savunmanın ayrılmaz parçasıyız. Varolan toplumsal ilişkilere karşı dayanışmacı, eleştirel ve dönüştürücü olmak temel ilkelerimizdendir.
Daha görünür ve politik bir 2015 kadın mücadele günü için!
8. Mart 2015’de sokaklara!
Saat: 13:00, Berlin, Rosa-Luxemburg-Platz
Kadın Mücadele Günü Birliği
http://www.frauenkampftag2015.de
V.i.S.d.P.: Antje Schiwatschev, 10178 Berlin, Kleine Alexanderstr.28